KURUMSAL
SON DUYURULAR
Prof. Dr. Ahmet Hakan HALİLOĞLU ve Prof. Dr. Timur GÜRGAN ile İnstagram Canlı Yayın Programı
24 Ocak 2023Prof. Dr. Özlem Evliyaoğlu ile İnstagram Canlı Yayın
10 Haziran 2022Prof. Dr. Recai Papuçcu ile İnstagram Canlı Yayını
19 Şubat 2022Evlilikte Cinsellik: Ağrılı Cinsel İlişkide Fizyoterapist Bakış Açısı
09 Şubat 2022Embriyolog Semra Sertyel ile İnstagram Canlı Yayını
22 Aralık 20211.Bölüm
EYLÜL…Yıl 2010 Eylül..Kimine göre hüzün, kimine göre sevinç ayı..Eylül benim içinde mutluluk ve huzur ayıdır. Hayatıma anlam katan biricik eşim ile dünya evine girmiştim. Evlendikten sonra ilk 1-2 yıl bizde çocuk düşünmemiştik. Hem birbirimizi daha da yakından tanımak ve birbirimize daha da ısınmak; hem de gezip tozmaktı amaç. Artık bizimde bir bebeğimiz olsun demiştik yaklaşık iki yıl geçtikten sonra. Ancak bir türlü eşimden o mutlu haberi alamıyordum. Eşim hastaneye gitmiş,testler vermişti. Ufak tefek bazı hormonal sorunlar dışında çocuk yapmaya engel bir durum yoktu. Eşime doktoru bir kağıt vermiş ve benden de bazı testler yaptırmamı söyleyerek onu göndermişti. Eşim durumu benimle paylaştığında tamam demiştim. Utana sıkıla doktora ne diyeceğimi dahi bilmeden özel bir hastanede yaşlı bir ürolog amcanın kapısını çalmıştım. Beni önce muayene etti ve sonra özel bir laboratuara gidip semen analizi vermemi istedi. Laboratuarın kapısını çaldım. Karşıma bayan çıktı. Bayana bu durumu nasıl anlatabilirdim ki. Lanet olsun dedim. Doktorun test kağıdını uzattım. Elime bir küçük kutu verip tuvaleti gösterdi. Dışarıda bayanlar içerde ben utana sıkıla testi zorla da olsa vermiştim. 20 dk beklememi söyledi bayan bana. Yaklaşık 30 dk sonra test sonucunu kapalı bir zarf içinde bana geri verdiler. Tekrar yaşlı ürolog amcanın yanına gitmiştim. Ürolog bana metanetli olmamı, evliliğin sadece çocuk yapmaktan ibaret olmadığını söylüyordu. Ona göre testislerim doğuştan gelişmediğinden küçük kalmıştı ve görevini yapamıyordu. O anlatıyordu ancak ben sadece dinliyordum. Soru soramıyordum çünkü ne soracağımı bilmiyordum. İyi bir merkezde tedavi olmamı ve sabır gerektiren bir tedavimin olacağını söyleyerek beni göndermişti. Tek sorduğum soru ‘çaresi var mı?’ idi. Ona göre çok zordu. Test sonucunu alıp akşam evin yolunu tuttum. Eve gelip eşime dönerek ‘’sende bir sorun yok. Asıl sorun bendeymiş’’ dedim. Dondu kaldı eşim. Elimdeki kağıtları inceledi. İdrak edemedik. Azospermi ne idi? O gece sabah olmadı sanki. Gözyaşlarımız sel olmuştu. Şimdi ne olacaktı, hayat nasıl olacaktı? Ne yapacaktık? Türlü türlü sorularla sabah nasıl oldu anlamamıştık.